(…)Günlük dil gerçeği ve sadece gerçeği temsil edebilir, fakat gerçeği aşanı yani akıl almazı ve sözle anlatılamazı, ifade edemez. (…)
Hakikat kendisine atfedilen hiçbir şeyle, dahası, hayat, Varlık vb. üzerine büyük sorulara cevap verme iddiasında olan felsefi doktrinlerle ilgili değildir. Ve bunlara daha çok yeni sorularla cevap verir. Şiirin özgün doğası, görünürde çürütülemez mantıksal bir oluşum bağlamında hakikati bulmayı iddia eden felsefi sistemden olduğu kadar bilimsel deneyden de uzakta bulunur. Şiir, imge ve metafor ile günlük dilde anlatılabilenin ötesine geçer. İmge ve şiirsel cümle aksine bunların ötesine geçer: bir deneyimi betimlemek, iletmekle kalmaz, gerçek ve yanlış arasındaki ayrımla ilgili bu tanımlama ve bu iletideki farkı yansıtır. (…)
Gerard Augustin
“Hakikat ve Şiir”, Çev: M. Cengiz, Şiirden Dergi, Ocak-Şubat 2012, Sayı: 9, s.10