(…)Behçet Necatigil’i kalabalık yerlerde, toplantılarda görmek pek mümkün değildir. Ancak sevdiği birkaç arkadaşıyla –pek seyrek olarak- oturup sohbet etmesini, birkaç kadeh içmesini sever. Bütün günlerini öğretmenlik yaptığı okullarda ve evinde çalışmakla geçirir. Çok mükemmel bir baba olduğu için, işi gücü evine bir şeyler taşımaktır. Çarşı Pazar işlerinden çok iyi anlar. Alışverişlerde malın iyisini kötüsünden büyük bir titizlikle ayırt etmesini bilir. Boş zamanlarında, tatil günlerinde kollarını sıvar mutfağa girer, nefis yemekler pişirir. Bir iki defa yaptığımız kır gezintilerinden bilirim, sofra hazırlamakta, salata yapmakta pek mahirdir.(…)
Baki Süha Ediboğlu,
“Bizim Kuşak ve Ötekiler”, Varlık Yayınları, 1968, s.179-180
Hamiş: Behçet Necatigil’in “Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü”nün tüm baskılarını inceledim. 1960 yılında yapılan ilk baskısından 1970 yılında yapılan 7. baskısına kadar “Nazım Hikmet Ran” maddesi “Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü”nde yer almamıştır. (ZY)