Tem
09
2012
0

“Ne diyorduk? Jim Jarmusch!” (Ece Ayhan)

1990’ların sonlarına doğru Ece Ayhan’ın Almanya’da kaldığı dönemde, Beyazperde dergisine yazdığı Jarmusch izlenimleri ve Sinematek’te çalıştığı dönemle ilgili kısa bir anısı…

(…) ilk olarak bu ‘çayır’ sinemasında gördüğüm Macar asıllı Amerikan sinema yönetmeni olan Jim Jarmusch’dan söz edeceğim; hem de sevinç ve coşkuyla. Yamuk oluşu ne güzel!

Defterime, tuttuğum Gecece’lerime bakıyorum:
1- Stranger Than Paradaise (Cennetten de Garip). Şu kadar yıllık ömrümde bir sinema yönetmeninin bir filmde ABD’yi ‘böyle’ göstediğini ilk kez görüyorum. Çok hoşuma gitti herşey. Jim Jarmusch, kendisi de bir marjinal mi?
2- Down by Law (Kanunun Canı Cehenneme) gibi bir anlamı da var. Türkiye’de ‘Kanunsuzlar’ adıyla oynadı galiba. İstanbul Sinema Günleri’nde.
3- Ve Jim Jarmusch’un çektiği ilk renkli film: Mystery Train. (İlk ikisini evde televizyonda, işte bunu ise ‘çayır’ sinemasında gördük. Film yeni başlamıştı, yarı karanlıkta önce yavru tavşanlar çimenlere çıkmaya başlamıştı. Sonra daha büyükleri, ablalar, abiler ve en son da anneler, babalar!)

23 Haziran 1990 Cumartesi ise deftere şunları yazmışım:
Arif Çağlar’la Luis Bunuel’in Endülüslü Köpek filmini gördük bugün. Dali ile ortak ve Çölün Simeon’unu. Genellikle Endülüslü Köpek, hep ve her yerde Altın Çağ’la birlikte gösterilir nedense. Kimbilir belki de arka arkayadır diye.

U.F.O. Kinos I-II
Victoria Caddesi.
Girişte, kalabalıkta, sıra beklerken, kısa pantolonlu ihtiyar bir Alman görünce; 1968’de Sinematek’te çalıştığım günler aklıma geldi. 1967-68’de İstanbul Üni. İktisat Fakültesi’nin İşletme Enstitüsü’nde okurken, 2. yarıyılın başlangıcında Sinematek’te çalışmaya başlamıştım. Sovyetler, Sergey Yutkieviç’in 1933’de yaptığı filmi “Türkiye’nin Kalbi: Ankara”yı Sinematek’e, yeni bir kopyası olarak, armağan vermişlerdi. Filmde o zamanın Başvekili (İsmet Paşa, bir yıl sonra da 1934’te İnönü) açıyordu, hem de iyi oynayarak. Ayrıca ve asıl önemlisi Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın ünlü 10. yıl söylevi kendi sesinden çok açık ve pürüzsüzdü. Evet, kısa pantolonlu Alman’ın bana çağrıştırdığı şeye geliyorum. Yutkieviç’in filminin Sinematek’te oynamaya başladığı günler. İstanbul Emniyet Sandığı Genel Müdürü bana telefon etti. “Sinematek’e üye değilim. Ama 1933’te Ankara’da genç bir memurken bu filmde görünüyorum. Karımla birlikte bu filmi görebilir miyiz?” Ben de “Giriş ücretini ödedikten sonra, neden olmasın?” demiştim.

“Bir Büyük Şehrin Senfonisi: Berlin”den çıkarken, sokağa doğru bir panoda “U.F.O. Backerei” yazısını gördüm ‘çayır’ sinemasının tanıtma reklamlarında, sanki bir serginin açılışı varmış gibi güzel süslenmişti her şey. Sordum. Evet U.F.O.da (Eski Film Stüdyoları) şimdi ‘ekmek’ çıkarılıyormuş. ‘Fırın’ varmış burada.

Ne diyorduk? Jim Jarmusch!

ECE AYHAN

* Bu yazı Beyazperde dergisinin 8. sayısında (Eylül-Ekim) yayımlanmıştır.

Ayrıca bkz: https://avrupasinemasi.blogspot.com/2011/09/ece-ayhandan-jarmusch-guzellemesi.html

Hamişler:

Yazıyı bize haber eden Metin Kızılcalıoğlu‘na çok teşekkür ederiz.

Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz. Ayrıca “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesi ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinde… yürüyor…

Tem
08
2012
0

2012 Sularında; “Ece Ayhan Çağlar Adası”

12 Temmuz 2012’de Ece Ayhan Çağlar’ın vefatının üzerinden on sene geçmiş olacak.  Edebiyat ve yayın dünyasında(ortalığında) Ece Ayhan’ı düşünmek, anmak -belki de anlamak ve anlatmak- kapsamında yoğun bir gayretin,  hareketliliğin oluştuğunu görüyorum. 1990’dan bugüne Ece Ayhan hakkında “bütünlenmeye çalışılmış” çeşitli dosyalardan ve atraksiyonlardan bahsetmenin hem okurun zihnindeki algısal öğeleri/aşamaları kıyaslamak hem de bir bibliyografya için ön-hazırlık yapmak açısından faydası olduğunu, olabileceğini düşünüyorum.

Oğlak Yayınları tarafından yayımlanan Ludingirra Dergisi’nin Mart 1997 tarihli 1. sayısı, 1990 sonrasında Ece Ayhan’a odaklanmış özel bir dosyanın yer aldığı ilk dergidir. Ludingirra’daki Ece Ayhan dosyası 94 sayfadan oluşur ve bence 1990-2007 aralığındaki dosyaların içerisinde en önemli, en dengeli, en değerli ve en sahici olan orjin budur. 2000’li yılların başını düşündüğümüzde, edebiyat okurunun zihnindeki Ece Ayhan algısının bütünlenmesi, Ece Ayhan’ın kavranması, anlamlandırılması ve içselleştirilmesi Ludingirra’nın hazırladığı dosyada yer alan inceleme yazıları, söyleşiler ve şiirlerin sayesinde gerçekleşmiştir. Bu dosyada Ece Ayhan şiirinin dilbilimsel salınımları, şiirindeki tarihsel ve siyasal arka-plan vurgulanır; Ece Ayhan şiirinin odaklandığı “toplumsal içerme veya dışlama” konusu aracılığıyla “insan evlâdı” anlatılır. (Benim araştırmalarım ve odağım kapsamında ise Ludingirra’nın ilk sayısında yer alan iki yazı, Ece Ayhan’ın imgelemindeki sezgisel alan derinliğini (büyüklüğü) kavramak yolunda çok önemli: 1-İçkin Bir Ece Ayhan Sözlüğü/Mehmet Rifat, 2-İlhan Usmanbaş’ın bestelediği Bakışsız Bir Kedi Kara’daki atonaliteyi irdeleyen, Usmanbaş’ın atonal sezişiyle ilgili çeşitli ipuçlarını verdiği yazı.) Ludingirra’nın oluşturduğu Ece Ayhan algısı, Ahmet Soysal’ın kaleme aldığı ve Kitap-LIK Dergisi’nin Mart 2003 tarihli 59. sayısıyla birlikte dağıtıma giren “A’dan Z’ye Ece Ayhan” adlı kitapçığa kadar sürer. Ahmet Soysal’ın 50 sayfalık kavramsal ve olgusal kolajı, 2003’e kadar yürüyen Ece Ayhan algısına İkinci Dünya Savaşı ardındaki batı edebiyatı ile Ece Ayhan poetikası arasındaki ilişkilerin/kesişimlerin tutarlı bir haritasını, analizini ekler. Kitapta batı edebiyatı eksenli/haritalı kavramsal temellendirmeler yer almaktadır. Bu haritanın yanı sıra Ahmet Soysal’ın çalışmasında Ece Ayhan’ın yaşamından fragmanlar, anılar, Ece Ayhan’ın yaşamının son 20 yılındaki maddi-manevi zorluklar ve karşılaştığı engeller de çeşitli efemeralar aracılığıyla anlatılır. Siyasal söylemlere pek bulaşmayan bu kitapçığın belirleyici etkisi ve Ahmet Soysal’ın yaklaşımlarıyla artan şiir sanatı (ars poetica) vitesi, 2007 yılına kadar yürür. 2003-2007 aralığını düşünürken Ece Ayhan’ın iç-sesini ve poetikasını daha belirgin ve bir o kadar da genişleyen bir tınıyla (sustain) duymamızı sağlayan “Hoşça Kal” (Ece Ayhan’dan İlhan Berk’e Mektuplar, 188 sayfa, YKY, 2004) ve “Kendi Kendisinin Terzisi Bir Kambur” (Emine Sevgi Özdamar’ın Ece Ayhan Anıları, 108 sayfa, Derleyen: Gültekin Emre, YKY, 2007) adlı kitapları da es geçmemeliyiz. Ece Ayhan’ın zihnindeki karmaşaları, zihninin kavramsal ya da bilişsel haritasını ve yaşamındaki bazı çelişkileri/terslikleri bu kitaplarda bulabiliriz. Özellikle de 1960-1980 yılları arasındaki Ece Ayhan zihni, bu kitaplardaki mektuplarda tınımaktadır.

2007-2011 aralığını, Ece Ayhan hakkındaki söylemlerin, yaklaşımların, poetik yazıların ve analizlerin üssel bir verimle gelişmesi, derinleşmesi dönemi olarak görebiliriz. Bu dönemde, Ece Ayhan üzerine siyasal, düşünsel, sanatsal, şiirsel, yaşamsal ve tarihsel söylemlerde -hem niceliksel, hem de niteliksel- bir artış söz konusudur. Üssel artıştaki en önemli etken isim Eren Barış’tır. Ankara’da, Orta Dünya’dan çıkan ve Eren Barış’ın derleyerek çok büyük zorluklara/engellere rağmen yayımlamayı başardığı “POeLİTİKA” adlı kitap, Ece Ayhan’ın dünya görüşünü ve aradığı “insanlık” tanımını kavramak yolunda yeni bir dönemin bağlangıç fişeği gibidir. 204 sayfalık armağan kitapta 22 yazar, şair ve müzisyen, Ece Ayhan üzerine düşüncelerini kaleme almışlardır, dile getirmişlerdir. Eski kuşağın yanı sıra yeni kuşağın düşüncelerinin ve Ece Ayhan algısının da yansıdığı bu kitapta, Ece Ayhan’ın iktidar ve gaddarlık karşıtı duruşu ile söz konusu duruşun “Zaman” damgası -özellikle de Ahmet Orhan’ın yazısıyla birlikte- ön-plana çıkmaya başlamıştır. Bu yeni perspektifi “kötülük toplumuna karşı haklılığın inadı” olarak ifade edebiliriz. 2007 yılıyla birlikte -tabiri caiz ise- politik açıdan sağda veya solda yer alanlar, gerçek taraflarına geçmeye başlamışlardır ve POeLİTİKA adlı kitap da cesaretin hakikatini imler. Ayrıca, kitapta Ece Ayhan’ın Akif Kurtuluş’a, Doğan Kemancı’ya, Mehmet Taner’e ve E. Emine’ye yazdığı mektuplar ile daha birçok önemli efemera da bulunmaktadır. Bu efemeralar Ece Ayhan’ın yaşamını -neye/kime nasıl/neyle karşı olduğunu- daha derinlikli olarak kavramamızda çok önemlidir. Aynı dönemde yayımlanan “Kadıköy Underground Poetix” adlı sıkı derginin ilk sayısındaki “Ece’mize” bölümü  -göreceli olarak- yeni kuşağın “sivilleşme” arayışını ve “imgelemin özgürleşmesi” üst-başlığını güçlendirici/önceliklendirici niteliktedir. POeLİTİKA sonrasında,  “Lacivert” adlı derginin Ocak-Şubat 2008 tarihli 19. sayısında da bir Ece Ayhan dosyası yayımlanmıştır. 40 sayfalık Lacivert dosyası -80’lerin ıskartası bir kifayetsiz muhterisin yazısını saymazsak- POeLİTİKA’yı, oradaki “yeni” yaklaşımı teyit eder niteliktedir ve Ece Ayhan üzerine “yeni” kavrayışlar ile “yeni”  anlam arayışların yürütülmesi için bir dayanak daha sunmuş gibidir.

2007-2011 döneminde, okurun zihnindeki Ece Ayhan algısını genişleten (Ece Ayhan’ın şiirindeki ve yaşamındaki alan derinliğini imleyen) birçok bağımsız ve samimi atraksiyon gerçekleşmiştir. Çanakkale’de sivil bir insiyatif tarafından “Ece Ayhan Buluşmaları” ile “Ece Ayhan Kültürevi/Arşivi” odaklanmaları 2008’den bu yana düzenleniyor.  Taksim’in göbeğinde, Odakule Sanat Galerisi’nde Ece Ayhan odağının yüküyle birlikte bir “Şiir Sergisi” kuruldu. (Taş Uçak, Şubat 2009)  Ece Ayhan’ın Çanakkale-Yalova köyündeki mezarı Mülkiyeliler Birliği tarafından “Meçhul Öğrenci Anıtı” olarak yenilendi. (Temmuz 2009) Amerika’da “Poetry Scores” adlı bir taife, Ece Ayhan şiirlerinin İngilizce çevirilerini (Blind Cat Black And Orthodoxies , Çeviren: Murat Nemet-Nejat, Sun&Moon Press, 2002) besteleyerek “Blind Cat Black” adında bir albüm oluşturdu. (28 Şarkı, St. Louis, Aralık 2008)  Aynı taifeden Chris King’in “Blind Cat Black” adlı sürrealist filminin Türkiye Gösterimi’ne (12 Temmuz 2010, Kadıköy, KargART) tanık olduk. Birçok fanzin ve özgür neşriyatta Ece Ayhan’a duyulan sevgiyi ve yakınlığı gözlemledik. Erdoğan Kul’un Ece Ayhan ve şiiri üzerine yazdığı doktora tezi, “https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan” adresi kapsamında derlenen özel ilgiler (Ece Ayhan’ın kitaplarına girmeyen bazı şiirlerinin ve yazılarının buluntuları, efemeralar, Çanakkale ve İstanbul Günlükleri’nden parçalar, Ümit Bayazoğlu arşivinden fotoğraflar, gazete arşivi taramaları ve kupürlar, “Öküz” Dergisi alıntıları vb.), Rayzan Başeğmez’in “Yalova Köyü ve Ece Ayhan” belgeseli (Temmuz 2010), Ece Ayhan’a dair ulusal gazetelerde ve radyo programlarında yayımlanan söyleşiler ve haberler, dergilerde yayımlanan birkaç Ece Ayhan mektubu/yazışması, Ece Ayhan’ın kitapları üzerine koleksiyon (imzalı kitap, metruke) araştırmaları, 1982-84 yılları arasında Ece Ayhan’ın Akif Kurtuluş’a yazdığı mektupları kapsayan “Kardeşim Akif” adlı sıkı kitap (Hazırlayan: Eren Barış, Dipnot Yayınları, Haziran 2011, Ankara, 144 Sayfa)… Sonuçta, bu gayretlerin hepsi de son derece ufuk açıcıydı; Ece Ayhan’ın zihninde kurduğu “insanlık” tanımının bilişsel haritasını, bu haritadaki kavramları, nedensellik ilişkilerini, ilişkilerin yönünü ve derecelerini -yeniden- göze alarak (gözlemleyerek), Ece Ayhan şiirinin alan derinliğini hem tarihsel hem de imgesel olarak sürekli genişletiyordu.

2007-2011 döneminin içerdiği münferit hareketlerde (dosya dışı yazılarda) birçok olumsuzluk da yaşanmıştır. Bazı köşe yazarları Ece Ayhan’ın adını, tümcelerini, metaforlarını ve dizelerini “içselleştirmeden”, adeta cımbızlayarak ve şiirsel düzleminden (alan derinliğinden) kopuk bir şekilde sahte korelasyonlarla kullanmış,  birçok mikrofon/masa arkasındaki birçok söyleşide, panelde, seminerde “Ece Ayhan” adı neredeyse konuyla ilişkisizce ve son derece iğreti olarak telaffuz edilmiştir. Bir siyasi görüş diğerine racon kesmek için sürekli “Ece Ayhan”dan bahseder, alıntı yapar olmuştur. Bu yazıları kaleme alanların ve söyleşileri, panelleri, aktiviteleri düzenleyenlerin arasında Ece Ayhan ile poetikasından zerre kadar anlamayan veya tamamıyla ters (haksızlık yanlısı) çıkarımlarda bulunanlar bile olmuştur. Ayrıca, bazı siyasi çevreler, Ece Ayhan’ın dizelerini imgesel ya da tarihsel arka-planınından koparıp, Türk Edebiyatı’nda yıllardır süren şiir ve dilbilim araştırmalarını hiçe sayarak (İkinci Yeni şiir akımının sezgisel alan derinliğini ve gaddarlık karşıtı varoluşunu bir kenara itip, yok sayıp) kendi görüşlerinin “motto”su haline getirmeye çalışmışlardır. Söz konusu hilebaz davranış biçimi hem sağ salınımlarda (çokça) hem de sol salınımlarda (biraz daha az) görülmüştür. (Özellikle de ezoterik ve egosantrik mizaçlı söylemlerde/kişilerde yoğun bir biçimde hissediliyor; Ece Ayhan’ın dizeleriyle “kendine gizemli havası vermek” şeklindeki bir pozculuktur bu durum…)

Tekrardan hatırlatalım; 12 Temmuz 2012’de Ece Ayhan Çağlar’ın vefatının üzerinden on sene geçmiş olacak.  YKY’nin Kitap-LIK Dergisi, Mayıs 2012 tarihli 160. sayısında “Ece Ayhan: On yıl sonra…” başlıklı özel bir bölüm hazırlamış. Ece Ayhan’ın “Etika” avcılığı, poetikasını kurduğu “varoluş zorlanması” (ben buna “varoluş zonklaması” da diyorum), tarihsel/kültürel/şiirsel tezahürlerin arasında yürüttüğü biriktirici, toplayıcı ve W. Benjamin tarzı (belki de F.H. Dağlarca’vari) çocuksu gezinti ile ideolojilere olan mesafesindeki ince ayarlar (hesaplamalar) dosyadaki yazılarda dile getirilmiş. 1990’lardan bugüne kadar baktığımızda tüm bu yaklaşımlar okuyucunun zihninde oluşan -ve şimdi ilk kez- “Ece Ayhan Çağlar Adası” olarak bütünleyebileceğimiz algıyı üç-aşağı, beş-yukarı teyit eder niteliktedir. Kitap-LIK’ın dosyasında bu yaklaşımlardan farklı olarak, geleceğe uzandığını (büyük katkı, büyük bir adım sağladığını) düşündüğüm iki içerik var: 1- Efe Murad’ın Ece Ayhan ile Sait Faik benzeşiminden yola çıkarak temellendirdiği “melami” ve “toplum parodisi”  söylemi, 2- Tunç Tayanç’ın “Seçilmiş Hikâyeler Dergisi”ndeki “E. Ayhan Çağlar” kazıları.

Şimdilerde -2012 yılının Haziran ayının sonunda- birikmiş olan her şeyi ve Ece Ayhan Çağlar Adası’nı şu büyük soruyla birlikte tahayyül etmek gerekiyor: “Üzerinde yaşadığımız toprakların ortodoksi tarihinde sürekli olarak ‘el değiştiren gaddarlıklar’a ve ‘yeni sinsiyet’in muhterislerinin işlediği ‘haksızlık suçları’na karşı Ece Ayhan ne derdi, nasıl giydirirdi acaba?”

Ece Ayhan tüm yaşamı boyunca hangi gaddarlıkların, hangi söylemlerle ve nasıl “el değiştirdiğini” araştırmış, “görmüş” bir adabeyidir. “Adabeyi” kendi adasında oturur ve geleceği düşünür, insanlığı yeniden kur(gul)ar. Onun deyişiyle “Tipolojiyi (bile)bilen kazanır.” Ben, insanlığın -sağın, solun, herkesin- 2012 sularındaki Ece Ayhan Çağlar Adası’nı gördüğünü ancak hâlâ o adaya çıkıp Adabeyi ile tanışamadığını düşünüyorum. Her sabah “iyi bir güneş” bekleyen Adabeyi ile tanışmak için Eren Barış tarafından yayıma hazırlanan “Ece Ayhan Çağlar Anlatıyor” (Dipnot Yayınları, Mayıs 2012, Ankara, 116 Sayfa) adlı kitabın “sahici” bir töz ihtiva ettiği aşikârdır. Özellikle de bu kitabın 69-75 numaralı sayfaları arasındaki olayları “doğru” okuyabilenlerle, birlikte… 2022’de buluşmak üzere…

Sahicilikle/ Zafer Yalçınpınar
23 Haziran 2012

 

Hamişler:

Yazının pdf dosyası biçemine https://bit.ly/eceayhanadasi adresinden ulaşabilirsiniz.

Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz.

Ayrıca bkz, Ece Ayhan Web Sitesi: https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html

Tem
08
2012
0

Metinlerarası İlişkiler Bağlamında Ece Ayhan Şiiri (Dr. Erdoğan Kul)

Bkz: https://www.ussuz.com/2012/06/metinlerarasi-iliskiler-baglaminda-ece-ayhan-siiri/

Dr. Erdoğan Kul’un 25 Haziran 2012’de yayımladığı bu önemli araştırmasının özeti şu şekildedir:

“Yazıda genel olarak “metinlerarasılık” teriminin tanım ve belirli biçimlerinden hareketle Ece Ayhan’ın şiirleri incelenmeye çalışılmıştır. Metinlerarası ilişkilerin yalnızca yazılı metinlerle sınırlı olmadığı, bu terimin çok daha geniş bir ilişkiler ağını imlediği göz önünde tutularak, mevcut kuramsal yaklaşımların yanı sıra, seçilen örneklerin de gerekli/olanaklı kıldığı ölçüde bir sınıflandırmaya gidilmiş; konuya ilişkin terimlerin, yapılmaya çalışılan tanımlar doğrultusunda yeterli sayıda örnekle desteklenerek somutlanması amaçlanmıştır. Konu Ece Ayhan özelinde irdelenmekle birlikte, aynı zamanda “bir şair”in/“şair”in imgelem ve söylem evrenini belirleyen, ona kaynaklık edebilen metinsel arka planın işlevine de dikkat çekilmek istenmiştir.”

Bkz: https://www.ussuz.com/2012/06/metinlerarasi-iliskiler-baglaminda-ece-ayhan-siiri/

Tem
08
2012
0

Açık Kafa: ZELAZO

Leylek Sokak 20A Moda/İstanbul
+902164186153 / mail@zelazolab.com
www.zelazolab.com

Written by in: Duyurular, Tartışmalar | Etiketler:
Tem
07
2012
0
Tem
07
2012
0

7-8 Temmuz Eylemi // İnsanları


www.7-8temmuz.com

Facebook Etkinlik Bağlantısı:
https://www.facebook.com/events/289470011148278/

 

KATILIMCILAR/ATÖLYELER

ATÖLYE ÇIKIZGAH/ SAADET SORGUNLU/ Rıhtım/Kadıköy/İstanbul
ATÖLYE PANORAMA/KARDELEN FİNCANCI, Sakızgülü sk.Taranto apt.No.7 D:6 Bahariye/İstanbul
Itır Demir , Kardelen Fincancı, Ayhan Mutlu, Deniz Rona, Sevim Tuncer, Mehmet Öğüt, Sergi tarihleri ve saatleri: 7-8 Temmuz 11.00-19.00, 8 Temmuz saat 19.00’da kapanışımızı Itır Demir’in performansıyla yapıyoruz. Skype: kardelenfincanci@gmail.com

DEBORAH SEMEL DEMİRTAŞ-GÖKNUR GURCAN/ İDART/ Bodrum
GÜL BOLULU ATÖLYESİ / Çınar cad. No.29 Büyükada/İstanbul
Veysel Çelik, Arzu Baykar, Toprak Yazır, Niyazi Selçuk, Deniz Derbent, Necdet Kutlucan, Nusret Tekin, Nilay Uçar

MAYART SERAMİK ATÖLYESİ / İSKENDERUN, Yenişehir Mah. 15.Sok. Hakan Apt II /1, Ahmet Osman Peker, Nurten Atlan, Nuran Çağdar, M.Gamze Bensaci, mayartgaleri@yahoo.com, 0326 617 1921, 0532 374 19 33

MUSTAFA HORASAN ATÖLYESİ, Rasimpaşa mah.İzzettin sk. No:63 Rıhtım/Kadıköy/İstanbul, Çağla Kurtuluş, Gökhan Kuzu

NEŞE BENGİSU ATÖLYESİ / 1819 sk No:25/A Bostanlı/Karşıyaka/İZMİR

NUR ATAİBİŞ ATÖLYESİ/ Sidar sk.No:10 Maltepe/İstanbul, nur.ataibis@gmail.com
Ali Mete Sancaktaroğlu, Fatoş Karadağ, Gülgün Özdil, Nur Ataibiş, Sevda Oktay, Şükran Kırdök

YILDIZCA SERAMİK VE TASARIM ATÖLYESİ /URLA -Zafer cad. No 83 /İZMİR
ETİ BEHAR ATÖLYESİ/ Dereboyu cad. Mehmet Karaca sk. 4/A Ortaköy/İstanbul
MİNE BORA Atölyesi / A-Atölye/Kalkan/kaş/ANTALYA

HÜLYA KIRIMOĞLU SANATEVİ / Özgürlük Meydanı Belediye Hekimi sk.4/1 Bakırköy/İstanbul, Ahmet NERGİZ, Taylan KORYÜREK, Mine ARASAN, İbrahim ÖZTOPRAK, Mualla ARKAN, Hülya KÜNTAY ULAY, Can AKKİRİŞ, Hilal ZILLIOĞLU, Reyhan OGAN TEZER, Solmaz GENAY NERAT, Pervin ÖZEN, Güneş ÖZTANRISEVER, Nurhan ULUSARAÇ, Vildan ÖZDİLEK, Tayfun DUYGULU, Feza MADENLİ AKTAN, Hülya KIRIMOĞLU

ATÖLYE NERGİZ/ Fişekhane caddesi Yakut aralığı sokak no:2 Batman apartmanı B/blok daire:1 Bakırköy-İstanbul.
DİLEK ÖZMEN ATÖLYESİ / Gashane Cad. Emsa Sitesi B Blok No:2/ BARTIN
ALİYE TÜLAY BAYBAĞ/ Ruşenağa sk.No:18 Moda/İstanbul, tbaybag@yahoo.com

MUDAN SANAT/BEŞİKTAŞ, Vişnezade mah. Hüsrev Gerede Cad.Yusuf Bey Apartmanı No:29/A
ART-I NİYET/Acıbadem cad.Sakarya apt. 45/3 Acıbadem/İstanbul
ÇİLER BELEN ATÖLYESİ/Palanga Caddesi No 6 D 2/ Ortaköy/ İstanbul

ATÖLYE GEzgİN_ BEHİCE BAŞAK SEL
Bahçelievler mh.Pamir cd.Yasinci Apt. 40/B Muratpaşa/ANTALYA, behicebasaksel@gmail.com

SUNA-HÜSEYİN ÇAĞLAYAN ATÖLYESİ
Sinan Mah. 1273. Sok. Huzur Ap. No 19/A Muratpaşa/ANTALYA, shcaglayanatolyesi@hotmail.com

FERDA PULHAN ATÖLYESİ

Sinan Mah.Tınaztepe cd.Mustafa Şevki apt No:24/18 ANTALYA

AYSEN ARIN SANAT AKADEMİSİ / BÜYÜKÇEKMECE DEĞİRMENPARK, NO;5A-5B İSTANBUL

HATİCE NALBANT Atölyesi –ADALET BİNNUR
Söğütlüçeşme cd. Bulvar Çarşısı 70/108 KADIKÖY

MAKSUT KESİCİ /BEREPE (lazca çocuklar) SANAT EVİ
KuyucularKöyü/Umurlu/AYDIN

KABA HAT/Sabiha Sanatçı Misafirhanesi/ALANYA, Belkıs Işık <belkisisik@gmail.com>

ATÖLYE DAĞİSTAN Seramik atolyesi
Yalı mahallesi 6440/1 sokak no 27 Atakent/İZMİR, Aysel.ozenir.9@facebook.com

GÖKHAN ASLAN ATÖLYESİ/ Bismil Modern Art Galery/ DİYARBAKIR aslan2102@hotmail.com, Gülden, Berfin, Müzeyyen, Lokman, Baran, Sidem, Başak, Gökhan, Zekine, Zeynep, Ruken

SKSTUDYO-SELİN KOCAGÖNCÜ/ Ataşehir Bulvarı Sedef Sitesi 16/1 Ataşehir/İstanbul
selin@skstudyo.com Skype: skstudyo MSN: skstudyo
Selin Kocagöncü, Sahra Bolat, Sevim Kerimoğlu

BURHAN YILDIRIM ATÖLYESİ – LEKE GRUBU, Fenerli Reis cd.Cami sk.Uğurlu apt. 3/12 Selamiçeşme/Kadıköy, Ayda Alpözen, Binnur Büyükkürkçü, Öznur Karadayı, Reyhan Tezer, Sabahat Balta, Şirin İris, Güler Özcan, Birsen Özkan, Ayşegül Cengizakşit, Tülin Atabay, Yakut Kalkavan
sabahat.balta@hotmail.com skype adresimiz: leke Grubu

UĞUR UMUT SANAT ATÖLYESİ, Turgut Özal Bulvarı.Güzelyalı mah.Elçin apt. No:148 5/10 ÇUKUROVA/ADANA, Uğur Umut, Cemil Sobacı, Kenan Tanburoğlu

h2 RESİM ATÖLYESİ/HAFİZE ORTAÇLAR, Tepegöz sk. no:48 Feza apt.d:1-2/Çiftehavuzlar/İstanbul

GÜLHAN ATÖLYESİ
/ BÜYÜKADA/İSTANBUL

BAĞIMSIZ SANATÇILAR/ Yalıhan sergi mekanı /ÇANAKKALE
Cenk ÇANKAYA, Ozan GÜRKAN PELTEK, Onur ÖZER, Ulaş ÖNDER, Feryal GÜNER ÖNDER, Erdal SEZER, Duygu SÖNMEZ, Mert UZUN, Hale GÖKHAN, Pınar ÇALDEMİR, Muteber YÜĞNÜK, Semra CANBULAT, Ali Furkan OĞUZ, Demet OTUR, Cemil ONAY, Levent ÇELİKEL

KATILIMCI MEKÂNLAR VE DİĞERLERİ:

GALATA FOTOĞRAFHANESİ// Serdar-ı Ekrem cad. Hoca Ali sk. No:15 Galata-Beyoğlu/ İstanbul, NİL YALTER VİDEOLARI, Şafak Çatalbaş video, Ozan Türkkan video, Skype: ozan.turkkan, GTalk: ozanturkkan@gmail.com

BEKS – Koza Visual// İstiklal caddesi 116 Danışman Geçidi No:1 Beyoğlu/İstanbul
Noreplika Sanat Kolektifi, Janset Karavin, Zeliha Demirel, Tuğba Dinçmen, Mine Köker, Cumartesi saat : 16.00 da sergi kapsamı içinde Janset Karavin ile birlikte resim-pantomim performansı gerçekleştireceğiz.

ÜTOPYA PLATFORM// Rüştiye sk. Dilek apt. 2/1Kızıltoprak /İstanbul
Umut Yalım, Süreyya Oskay, Özlem Oktay, Hülya Küpçüoğlu, Semra taşdemir, deniz pireci, Çetin Pireci, Safiye Mine Erdurak, Gazi Sansoy, Ali Gün Yıldırım, Deniz Yılmaz Özdilek, Erkan Özdilek, Süheyla Sabır, Serdar Şencan, Berna Erkun

DEPO İSTANBUL/ TÜTÜN DEPOSU//Lüleci Hendek cad. No:12 Tophane/İstanbul
Çiğdem Menteşoğlu, Dilara Hançer, Fulya Atalay, Berfin Bali, Gül Bolulu, Günsel Demirci, İhsan Kaçar, Dilek Budak, Özlem Üner, Demet Yalçınkaya

ANADOLU MOZAİK SANATI VE SANATÇILARI DERNEĞİ// Selimiye Kavak İskele cad.No:28/A Üsküdar/İstanbul, Gökşen Parlatan, Mustafa Kahya, Selda Demirel, Nurcin Alperden, İlknur Hıçkıran, Füruzan Atlı Öztan Efeoğlu, Zeynep Ender Özkaya, Ali Cevat Polat, Yasemin Aliköleoğlu

KARGART//Kadife sk./Kadıköy/İstanbul
Manolya Çelikler, Fatma Demir, Emin Mete Erdoğan, Banu Muratlı, Dilara Özgül, Saadet Sorgunlu, Işık Sungurlar, Serenay Şahin, Tuba Şahintürk, Ecehan Toprak, Nejla Yazıcı, Handan Kaynakgöz, Yavuz Kılıçer, Murat Babacan, Fahrettin Engin Erdoğan, Zafer Yalçınpınar

DİYARBAKIR BELEDİYESİ SANAT GALERİSİ/ DİYARBAKIR
Ayten Işıktaş, Fatma Tütüncü, Gökçe Karataş, Gurbet Ekinci, Hasret Feyüç, Hülya Ağaoğlu, Mediha Ceylan, Mehmet Demir, Ömer Bilen, Halit Eryılmaz, Seda Türkmen, Aşkın Adan, Mesut Özkırtay, Rezan Güldiken, Şadiye Demirtaş, Rêzan Kaya, Zeliha Özkul, Ruşen Çalıştıran, Gülfer İlboğa

AMARGİ
Ayça Ceylan, Aslı Öktener, Dilara Kızıldağ, Şehlem Şebik, Meryem Meryem, Özlem Kepenekçi

ÖKÜZ KÜLTÜR/ÇANAKKALE
Gökmen YENER, Cansın ÖZKAN, Uygar KILIŞ, Caner ÇELİK, Eralp SARGIN, Ar ÖKTEM, Güven ÇETİNKAYA, Binnur ÜNAL, Refiye ENDEZ, Evren ALDOĞAN, Esen ÖZTÜRK, Kadriye GÜNER KÖYLÜ, Sezen SEVİNÇ, Hande EDİZ, Esra ŞENOL, Yasemin EYBEL, Sibel ARTUT, Aslı CANDAN

www.evvel.org

Tem
07
2012
0

7-8 Temmuz Eylemi ya da “Elini Çek!” // İÇİNDEKİ HİÇ


www.7-8temmuz.com

Facebook Etkinlik Bağlantısı:
https://www.facebook.com/events/289470011148278/

 

İÇİNDEKİ HİÇ

nerden başlıyor
içindeki hiç
ordan yürüyorum seni
kimsesiz
tüm boşluklar el çırpıyor sevinçten
kendilerini unutuyor sayılar
gökyüzü aksıyor hayatında
ilk kez
nerden başlıyorsa

indeki
hiç
ordan çivileniyor plastik çiçekler
duvarlara örülüyor bir sarmaşık gibi
yalanlardan pencereler
açılıyor
kırmızı ve siyah halılar ve plakalar
daha derin düşüncelere dalarak

zorlanıyor yapraklar ve ağaçlar

nerde bitmiyor
içindeki hiç
korkma
orda duruyorum dimdik
tüm boşluklar teslim oluyor
dağılıyor evler para balyaları gibi dizilen
yüzsüzler sırtlarını yüklenip gidiyor
mesaicilerin cepleri ve elleri
ve kafaları ve kalemleri duruyor
gökyüzü yoluna devam ediyor
topraklar birleşiyor
ki zaten bir deniz
kendini yineliyor
orda duruyorum
dimdik
bitiyor

indeki
hiç

ölümden dönüyorsun

Zafer Yalçınpınar

 

Hamiş: Z. Yalçınpınar şiirlerinin tümüne https://zaferyalcinpinar.com/siir.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
05
2012
0

Bitap Sahaf’tan İmzalı Kitaplar

İstanbul’un sıkı sahaflarından Şeref Özsoy, edebiyat kapsamındaki -çoğu da ilk basım olan- imzalı kitaplarını kataloglaştırmış ve satışa sunmuş… Sonra, “Haber vermedi!” demeyin diyedir, imzalı kitap ve edebiyat efemerası heveskârlarının şu adrese göz atmalarını şiddetle öneriyorum:

https://www.bitap.net/ozelisimleregore.html

 

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “İmzalı” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.

Written by in: Buluntular (Efemeralar) | Etiketler:
Tem
01
2012
0

FENERBAHÇE YIKILMAZ!

 büyükamcamdan babama
babamdan bana
benden de evlâdıma
mirastır bu sevda!

*

Bkz: Kara Deryalarda Bir Fenersin!

*

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com